7 Ocak 2012 Cumartesi

KİMYASAL PEELİNG

Her cilt çevresindeki dünyaya karşı duyarlıdır. Gün ışığına, rüzgara, soğuk havaya ve çevremizdeki diğer zararlı faktörlere maruz kalma erken cilt yaşlanmasına yol açar. Günümüzde alfa hidroksi asitler (AHA) hiperkeatoz azaltıcı, nemlendirmeyi arttırıcı ve cilt problemlerini iyileştirici etkilerinden dolayı, estetik tıpta önemli bir ajan olarak ön plana çıkmıştır.

Şeker kamışından elde edilen doğal kaynaklı bir meyve asidi olan glikolik asit, AHA’lar arasında en küçük moleküllü asit olması nedeniyle ayrıcalıklı bir öneme sahiptir.

Eskiden beri kullanılan kimyasal soyma ajanları ile karşılaştırıldığında cildi ileri derecede tahriş etmemesi nedeni ile günümüz insanının yoğun sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkilemeden hem peeling yapabilmek, hem de bununla sınırlı kalmayıp deri hücrelerinin yenilenme hızını arttırmak ve dermis kollajen sentezini uyarmak glikolik asitle mümkün olmaktadır.

Kliniğimizde glikolik asit içerikli medikal cilt bakımı uygulamalarında, dünyada plastik cerrahlar ve dermatologlar tarafından en fazla tercih edilen marka olan MD Formulations profesyonel ürünleri kullanılmaktadır.

%70 ve %99′luk glikolik asit bileşiği içeren ürünlerle gerçekleştirilen peeling işlemleri uzman hekim tarafından uygulanmakta ve bu işlem minimum 6 seans gerektirmektedir. Bakım aralıkları cilt özelliklerine göre değişmekle birlikte ortalama 7-10 gündür. Kişinin cilt yapısına göre sadece glikolik asit bileşiği ile soyma işlemi yapılabildiği gibi, problemli ciltlerde daha hızlı sonuç elde etmek için %50 glikolik asit bileşiği ve %1,6 salisilik asit kombinasyonu içeren yeni bir sistem olan alfa-beta peeling sistemi de uygulanabilmektedir.

Glikolik asit ile yapılan medikal cilt bakımında deri nemlenir, oksijenlenmesi artar, daha genç, sağlıklı ve pürüzsüz bir görünüme kavuşur. Ciltteki ince kırışıklıklar azalır. Akneli ciltlerde sivilce oluşumuna yol açan foliküldeki tıkacı kaldırarak, yağ salgısının birikimine engel olur. Ciltteki ton farklılıkları ortadan kalkar, gözenekler sıkılaşır, varsa hiperkeratoz alanları kaybolur.

LİPOSUCTİON


Liposuction son yıllarda iyice benimsendi. Sadece erkekler değil kadınlar tarafından da sıkça tercih ediliyor. Liposuction, (yağ aldırma) denildiğinde çoğu kişinin aklına kocaman şırıngalarla yağ aldırmak ve bir daha kilo almamak geliyor. Ancak yağ aldırmak, bundan ibaret değil. Bu işlemi yaptırmadan önce bilmeniz gereken en önemli şey bir mucize olmayacağı. Yani pat diye kilolarınızdan kurtulup bir daha kilo almamak gibi bir şey yok.

Plastik ve Rekonstrüftik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Defne Önel, hem kadınlar hem erkekler için kurtarıcı görevi gören yağ aldırma hakkında merak edilenleri anlattı.

Liposuction ne işe yarar?
- Normal kiloda olan fakat bölgesel şekil bozukluğuna yol açan göbek, kalça yanları, diz içleri gibi bölgelerdeki yağ birikimlerini uzaklaştırmaya
- Erkeklerde görülen meme büyümesini tedavi etmeye
- Meme küçültme, boyun ve karın germe ameliyatlarında bölgenin daha iyi şekillenmesini sağlamaya

Liposuction’la ilgili doğru bilinen yanlışlar
- Kilo vermeye yaramaz
- Selülitlerden kurtarmaz
- Popo kaldırmaz
- Sık sık kilo alıp verenler, doğum yapan kadınlar ve orta yağ üzeri insanlarda deri ve karın duvarı sarkmasını toplamaz
- Eğer çok yerseniz yine kilo alabilirsiniz

Hangi bölgelerde uygulanabilir?
- Karın ve bel çevresi
- Kalçalar
- Uyluk iç ve dış yanı
- Dizlerin birbirine bakan yüzleri
- Boyun
- Üst kol
- Meme
- Bacakların diz altı bölgesi
- Popo

Yağ aldırmak riskli midir?
Kalp, şeker ve diğer kronik hastalıklar dışında sağlık problemi olmayan 60 yağ altı grupta riskli değildir.

Ameliyat sonrası görülebilen komplikasyonlar
- Deri düzeyinde dalgalanma (masajla önlenmeye çalışılır)
- Deri gevşemesi
- Deri kaybı (nadir görülmesine rağmen, sigara içen hastalarda boyun bölgesinin liposuction işlemi sırasında dikkatli olunmalıdır)
- Yüzeysel duyu kayıpları (geçicidir)
- Deri yanığı
- Karın duvarının delinmesi (çok doğum yapmış ya da fıtığı olan hastalarda ameliyat öncesi teşhis çok önemlidir.)


27 Aralık 2011 Salı

LAZER EPİLASYON SONRASI


*İşlem gören kıllar derinliklerine göre 1-3 hafta içinde kendiliğinden dökülürler.
Her seans ortalama %10-20 arasında sayıca kıl kaybı hedeflenir.
*İşlem sonrası kontrolü 15-20’ci gün arasında yapılır.Bu süreden sonra yapılacak işlemler kıl çıkışının düzeninin bozulmasını ve seans sayısını artıracağından uygulanmaz.
*Düzenli tedavi sonucu beklenen hedef %80 kıl kaybıdır.
*Sarı, kızıl ve ince ayva tüyü özelliğini taşıyan tüylerde kıl kaybı son derece azdır.
*Lazer uygulanan bölgede birkaç saat ile 24 saat kızarıklık olması olağandır.
*Bazı kişilerde, işlem sonrasında uygulama alanında geçici olarak şişme, kabuklanma ve sivilce oluşabilir.
*Tedavi başlangıcında seans aralıkları yüz bölgesi için 5 hafta, diğer vücut bölgeleri için 8 haftadır.
*Seans sayısı normalde 4-8 seanstır. Bu kişiye ve bölgeye göre değişir. Hormonal bozukluğu olanlarda ve yüz bölgesinde, erkeklerde tedavi daha uzun sürebilir.

LAZER EPİLASYON ÖNCESİ


*İşlem yapılacak kıllara en az üç hafta kökten alıcı bir yöntem uygulanmamalı,makas veya jilet kullanılabilir.
*Cilt soyucu ürün kullanılıyor ise( retinoik asit,glikolik asid gibi) bir hafta önceden bırakılmalı.
*Racutan tedavisi altında ise bildirmesi şarttır.
*Lazer uygulaması sırasında cilt üzerinde renklendirici herhangi bir makyaj malzemesi bulunmamalıdır.
*Epilasyon yapılacak kıllara sarartma,boyama gibi uygulamalar  yapılmamalı.
*Lazer tedavisi ile birlikte güneş koruyucusu kullanılmalıdır.
*İşlemden önce üç hafta ve işlemden sonra üç hafta solaryum ve güneş banyosundan kaçınılmalıdır.

İĞNELİ EPİLASYON


*İğneli Epilasyon Yaklaşık 100 yıldır uygulanan en eski epilasyon yöntemidir.İnce,sarı ve   beyaz kıllarda etkilidir

*İğneli epilasyon seansı Kişiden kişiye farklılık gösterir, uzun sürebilen bir yöntemdir, İlk tedaviden itibaren etkili sonuçlar alınmaya  başlanır. tedavi edilen alan ve kıl yoğunluğuna göre seans süresi değişir.

*İğneli epilasyon Tedavi seansları başlangıçta yoğundur. Kıllar ne zaman çıkarsa o zaman seans yapılır. Daha sonra daha seyrek uygulanır.

* Genellikle önce haftada 1 uygulama yapılır. Daha sonra bu aralıklar kişiye göre uzar. Kişinin ihtiyacına göre 1–2 sene bile sürebilir, Uygulanacak seans sayısı tüylerin çıkış süresi, yapısı, rengi ve yoğunluğuna göre belirlenir,
*Epilasyonu takip eden 24 saat içinde su değdirmemelidir. Epilasyon yapılan bölgeye makyaj yapılmamalıdır,cildin oksijen almasını engelleyen  parfüm,deodorant ,pudra veya krem,fondoten gibi gözenekleri tıkayıcı  kozmetik ürünlerinin sürülmemesi tavsiye edilir.

*İğneli epilasyondan sonra yaklaşık 3 gün güneşle birebir temas edilmemeli ve sıcak su ile keselenip banyo yapılmamalıdır. Özellikle asit bazlı sabunlar hassas ciltlerde iritasyona ve alerjiye sebeb olabilir. Yazın güneş koruyucu kullanılmalıdır

*İğneli epilasyon uygulanmasından sonra kısa süreli ve geçici kızarıklık,şişme,ödem,minik morarma oluşabilir. Daha sonra toplu iğne başı büyüklüğünde çok ufak kabuklanmalar olabilir.

*Tedaviden sonra önerilecek antiseptik krem ve ilaçlarla bu yan etkiler kısa sürede kaybolmaktadır. evde de cilde iyi bir bakım uygulanması; hem enfeksiyon, hem de leke oluşması riskini azaltacaktır.


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...